Su & Sıfır Günü
Su krizi gün geçtikçe önemli gündemimiz haline gelmeye başladı. 2020 yılının ilk günü tv kanallarından birinde izlemiş olduğum bir belgesel ile dikkatimi çekmeye başlayan susuzluk tehlikesi, belgeselde Sıfır Günü olarak anlatılmaktaydı.
Sıfır Günü, Cape Town'da su tüketimini azaltmak için yapılan tedbirlerin yetersiz kalması sonucunda ortaya çıkmış. Yöneticiler tarafından yapılan hesaplamalar sonucu 22 Nisan 2018 tarihi şehirde suyun tükeneceği gün olarak belirlenmiş. 1 Şubat gününden itibaren de su tüketimini hane başına maksimum 50 Litre ile sınırlandırdılar. Yakın gelecekteki hedef ise 25 Litre. Belgeselde 25 litre su ile bir insanın hayatına nasıl devam edebileceği konu ediliyor.
Suyu 25 litrelik bir kap içinde evinize taşıdığınızı, duş, çamaşır, tuvalet, yemek gibi tüm ihtiyaçlarınızı karşılamaya çalıştığınızı hayal edin. Günümüz alışkanlıklarını göz önünde bulundurduğumuzda maalesef oldukça zor bir durum.
Bundan birkaç hafta önce çok yakın bir dostum sohbet ederken, konu evde kullandığımız suyu nasıl kullandığımıza yönelik olarak farkındalığımıza geldi. Bu sohbetten ilham alarak kendi evimde uyguladığım bazı ufak önlemlerden bahsetmek isterim.
- Öncelikle, her ay faturanızı inceleyip, ayda kaç ton su kullandığınızın farkında mısınız? Faturanız otomatik ödeme talimatıyla ödeniyor ise ve bu konuda farkındalığınız düşük ise, ilk gelen faturayı incelemenizi ve hatta günlük olarak ne kadar tükettiğinize dikkat edebilirsiniz.
- Duşa girmeden önce suyun ısınmasına kadar geçen sürede suyu boşa harcamadan bir kovada biriktirerek, tuvalette kullanabilirsiniz.
- Aynı suyu, benim gibi evde patili dostlarınızla yaşıyorsanız, onların su ihtiyacı için de kullanabilirsiniz.
- Mutfakta sebze ve meyvelerinizi yıkarken bir kap içinde akan suyu biriktirmek, sebze ve meyveleri onun içinde yıkamak ve sonrasında onu yine bir kova içinde biriktirerek farklı ihtiyaçlarımız için (wc gibi) kullanabiliriz.
- Yeşil yapraklı sebzeleri yıkadıktan sonra kullandığım manuel kurutucu cihazından çıkan suyu çiçeklerim için kullanıyorum mesela.
- Dişlerinizi fırçalarken suyu kapatmanız gerektiğini hatırlatmama pek gerek yok sanırım.
- Çamaşır ve bulaşık makinenizi tam dolmadan çalıştırmak ve özellikle bulaşıkları elde yıkamak oldukça fazla suyu tüketen eylemlerden birisi. Üstelik bulaşık makinesine yerleştirmeden önce sudan geçiriyorsanız, bu iki kat daha fazla su harcamamıza neden oluyor. Emin olun, kullanılan deterjanlar o lekeleri çıkarabiliyor.
Suyu yalnızca direkt olarak kullanırken tüketmiyoruz, dolaylı yollardan da tüketiyoruz. Mesela;
- Aylık olarak yapmış oluğunuz tekstil alışverişlerinizde, sadece 1 t-shirt üretimi için 2700 litre su harcandığını göz önünde bulundurarak yapmanızı şiddetle tavsiye ederim.
- 1 fincan kahve için bizim önümüze gelinceye kadar 140 litre su harcandığını da düşünürsek, tüketim miktarımızı daha bilinçli yapabiliriz.
Son bir öneri olarak, internette yer alan su ayak izi hesaplama sitelerini kullanarak bireysel olarak su izinizi hesaplayabilirsiniz.
3 yanımız denizlerle çevrili olsa da, Türkiye su stresi en yüksek olan ülkelerin başında geliyor. Bireysel önlemlerle birlikte elbette daha geniş önlemler almamız gerekiyor. Pandemi zamanı da yaşamış olduğumuz gibi, hayata dair her şey paranın gücü ile çözümlenemiyor.
Birimizin ihmalkarlığı, diğerinin özgürlüğünü kısıtlamasın.
Son söz olarak, 22 Mart Dünya Su Günü. Tasarruf etmeye başlamak için bir vesile olmasını diler, su krizi yaşamayacağımız bir geleceğin bizi bekliyor olmasını temenni ederim.